Ana Menü
Menü

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır. Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz.

İletileri Göster Menü

Mesajlar - Mustafa Baş

#1
Türkiye_Eurofighter_Typhoon_alıyor

Türkiye Almanya'nın itirazlarını aşabilirse Eurofighter savaş uçağı satın alıyor. 16 Kasım 2023 tarihinde Milli Savunma bakanı Yaşar Güler'in açıklamasıyla Türkiye, Birleşik Krallık'tan 24 adet Eurofighter Typhoon savaş uçağı satın alacak. Anlaşmanın toplam değeri 2,5 milyar dolar olarak açıklandı.


Anlaşmayla birlikte Türkiye, Eurofighter Typhoon savaş uçağı kullanan 7. ülke olacak. Uçaklar, 2026 yılından itibaren Türk Hava Kuvvetleri'ne teslim edilmeye başlayacak.

Türkiye'nin Eurofighter Typhoon savaş uçağı satın almasının birkaç nedeni var.
Bunlardan biri, Türkiye'nin F-16 uçaklarının modernizasyonunu tamamladıktan sonra yeni bir savaş uçağı filosu kurmayı planlaması.
Eurofighter Typhoon, F-16'lara göre daha gelişmiş bir uçak olduğu için, Türkiye'nin hava savunmasını güçlendirmesi açısından önemli bir adım.

Diğer bir neden ise, Türkiye'nin NATO ile ilişkilerini güçlendirmek istemesi.
Eurofighter Typhoon, NATO'nun en yaygın kullanılan savaş uçaklarından biri.
Türkiye'nin bu uçağı satın alması, NATO ile olan iş birliğini artırması açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Eurofighter F16 karşılaştırması

Türkiye'nin Eurofighter Typhoon savaş uçağı satın alması, bölgedeki askeri dengeleri de etkileyecek.
Türkiye'nin bu uçakları satın alması, Türkiye'nin hava gücünü artırması ve bölgedeki askeri gücünü pekiştirmesi açısından önemli bir gelişme olarak görülüyor.

Eurofighter savaş uçağı, Avrupa Birliği yapımı çok amaçlı, çift motorlu, delta kanatlı bir savaş uçağıdır.
F-16 Fighting Falcon ise Amerika Birleşik Devletleri yapımı tek motorlu, çok rollü bir savaş uçağıdır.
Bu iki uçağın özellikleri ve performansları arasında bazı farklılıklar vardır.
İşte bunlardan bazıları:

- Eurofighter, F-16'dan daha yüksek bir maksimum kalkış ağırlığına (23.500 kg) ve daha geniş bir kanat açıklığına (10.95 m) sahiptir. Bu da Eurofighter'ın daha fazla yük taşıyabilmesini ve daha iyi manevra kabiliyetine sahip olmasını sağlar.
- Eurofighter, F-16'dan daha güçlü iki adet Eurojet EJ200 motoruna sahiptir.
Bu motorlar Eurofighter'a 13.500 pound kuvveti (lbf) itiş gücü verirken, F-16'nın tek Pratt & Whitney F100-PW-220 motoru 29.160 lbf itiş gücü sağlar.
Bu da Eurofighter'ın daha hızlı ivmelenmesini ve daha yüksek bir tırmanış oranına (315 m/s) ulaşmasını sağlar. F-16'nın tırmanış oranı ise 254 m/s'dir.
- Eurofighter, F-16'dan daha gelişmiş bir aviyonik sistemine sahiptir. Eurofighter, BAE Systems Tranche 2 aviyonik sistemi ile donatılmıştır. Bu sistem, Eurofighter'a radar, elektronik harp, iletişim, navigasyon ve silah kontrolü gibi alanlarda üstün bir yetenek kazandırır. F-16 ise Lockheed Martin Tactical Aircraft Systems tarafından geliştirilen daha eski bir aviyonik sistemine sahiptir.
- Eurofighter, F-16'dan daha uzun bir menzile (2.047 deniz mili) sahiptir. F-16'nın menzili ise 2.280 deniz milidir. Bu da Eurofighter'ın daha uzun süre havada kalabilmesini ve daha uzak mesafelere operasyon yapabilmesini sağlar
Bu eki görüntüleyemezsiniz.



Eurofighter savaş uçağı ile F16 savaş uçağı arasında fiyat performans karşılaştırması yapmak için, hem uçakların maliyetlerini hem de özelliklerini dikkate almak gerekir.
Web arama sonuçlarına göre, Eurofighter savaş uçağıBu eki görüntüleyemezsiniz.nın birim fiyatı yaklaşık 124 milyon dolar iken, F16 savaş uçağının birim fiyatı 20 ila 100 milyon dolar arasında değişmektedir.
Bu fiyatlar, uçakların modellerine, konfigürasyonlarına ve sipariş edilen adetlere göre değişebilir.
Bu iki uçağın özellikleri ve performansları arasında bazı farklılıklar vardır. İşte bunlardan bazıları:

- Eurofighter, F-16'dan daha yüksek bir maksimum kalkış ağırlığına (23.500 kg) ve daha geniş bir kanat açıklığına (10.95 m) sahiptir. Bu da Eurofighter'ın daha fazla yük taşıyabilmesini ve daha iyi manevra kabiliyetine sahip olmasını sağlar.

- Eurofighter, F-16'dan daha güçlü iki adet Eurojet EJ200 motoruna sahiptir. Bu motorlar Eurofighter'a 13.500 pound kuvveti (lbf) itiş gücü verirken, F-16'nın tek Pratt & Whitney F100-PW-220 motoru 29.160 lbf itiş gücü sağlar. Bu da Eurofighter'ın daha hızlı ivmelenmesini ve daha yüksek bir tırmanış oranına (315 m/s) ulaşmasını sağlar. F-16'nın tırmanış oranı ise 254 m/s'dir.

- Eurofighter, F-16'dan daha gelişmiş bir aviyonik sistemine sahiptir. Eurofighter, BAE Systems Tranche 2 aviyonik sistemi ile donatılmıştır. Bu sistem, Eurofighter'a radar, elektronik harp, iletişim, navigasyon ve silah kontrolü gibi alanlarda üstün bir yetenek kazandırır. F-16 ise Lockheed Martin Tactical Aircraft Systems tarafından geliştirilen daha eski bir aviyonik sistemine sahiptir.

- Eurofighter, F-16'dan daha uzun bir menzile (2.047 deniz mili) sahiptir. F-16'nın menzili ise 2.280 deniz milidir. Bu da Eurofighter'ın daha uzun süre havada kalabilmesini ve daha uzak mesafelere operasyon yapabilmesini sağlar.



Fiyat performans karşılaştırması yapmak, birçok faktöre bağlı olarak değişebilir.
Ancak genel olarak, Eurofighter savaş uçağı, F-16 savaş uçağına göre daha pahalı, ancak daha gelişmiş ve daha çok yönlü bir uçak olarak değerlendirilebilir.
F-16 savaş uçağı ise, daha ucuz, ancak daha eski ve daha az kabiliyetli bir uçak olarak görülebilir.
Hangi uçağın daha uygun olduğu, kullanıcının ihtiyaçlarına, bütçesine ve tercihlerine göre değişir.

Sonuç

Almanya ile pürüz giderilirse uçaklar 2026 yılından sonra peyderpey teslim edilmeye başlanacak
O zaman soru şudur.
Dünyanın en iyi savaş uçağın olarak lansmanı yapılan milli muharebe uçağı Kaan (TFX) TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil, yaptığı açıklamaya göre, 2024 yılının ilk aylarında gökyüzüyle buluşacak, 2026 yılından sonra üretime geçilecekti,

5. Nesil savaş uçağını kendi kabiliyeti ile üretecek olan Türkiye'nin yabancı menşeili bir uçağa ihtiyacı var mıdır?
Bu eki görüntüleyemezsiniz.


kaynak: You are not allowed to view links. Register or Login
#2
You are not allowed to view links. Register or Login
You are not allowed to view links. Register or Login
Öncelikle yorumlarınız için hepinize teşekkür ederim

Evet Türkiye savunma sanayisinde Millileşme adına son yılarda çok büyük adımlar attı ama hala bir savaş uçağı üretecek durumda değiliz  haklısınız yerli üretimi  desteklenmeli çünkü bize her konuda avantaj sağlıyor biliyorsunuz  gizlilik sorununu daha önce f16 da yaşamıştık bu durumları tekrar yaşamak hiç hoş olmaz açıkçası ama dediğim gibi yerli üretim en erken 2030 bulur
bu zamana kadar bize yeni uçaklar kesinlikle lazım ve F35 bunun için iyi örneklerden bir tanesi sizinde bahsetiğiniz gibi artık5. nesil savaş uçakları otomasyon sistemleri pilot kullanımını nerdeyse tamamen kısıtladı yani gerek üretici firma gerek üreten ve pazarlayan ülke daha sonra uçağı takip etmek istiyor ve buna gelişimi güvenliği ve sürdürülebilirliği için olduğuna dair bir sürü yalan uyduruyorlar ve bu sayade veri aktarımını bir nevi yasallaştırıyorlar o yüzdün bu uçakların çok zafiyeti var ama gelin görün  ki  keşke bunları 20 yıl önce konuşuyor olsaydık da  Amerika o zamanlar F35 yeni dilendiriyor bizde çin gibi rusya gibi kendi yerli projelerimize yönelseydik ama o zaman bizim için değil uçak üretmek F35 projesine  katılmak bile büyük bir başarı gibiydi
lakin bunları konuşmak için artık çok geç   olası tahminlerim F35 i  gizlilik  zafiyetini  bazı iç donanımları değiştirip kullanarak zafiyeti  en aza indirgemek bu ne kadar mümkün doğrusu pek
bilmiyorum umudum her konuda bağımsız Türkiye

Bence Yanlış düşünüyorsun dostum Bence Türkiye 5. Nesil bir Savaş uçağı yapabilecek Altyapıya Sahip biz ne kadar daha önce kendi yerli uçağımızı yapmış olmasakta Türkiye F-16 üretiminde Dünyada Amerika'dan sonra 2. Sırada ve buradan birçok şey öğrendik Ayriyeten Aselsan gibi Son Teknoloji bellide günümüz teknolojisinin doruk noktası diyebileceğimiz AESA radarlarını TF-X için geliltiriyor. Ayriyeten Hürkuş ve Hürjet Projelerindede ortak çalıştığınız şirketlerdende.birçok şey öğrendik. TF-X'ede zaten bir İngiliz firması altyüklenici bildiğim kadarıyla. Ayriyeten Bence 2030'ları bulmaz 2023 de Bir Prototip çıkar ortaya 2026 gibi 2025 gibi ilk uçuş 2027 gibi seri üretime girer bence Çünkü Bak mesela Daha önce Biz Saldırı Helikopteri yapmadık ama Türkiye'nin Elindeki Kobra ve Süperkobra helikopterlerini örnek alarak İtalyanların Uçan Çöp'ünü Bir Canavara Çevirdiler Ekstradan Rusya ile İlişkiler iyi'ye giderken Mig-35'de alınabilir çünkü Geçen Gün Hindistan alacaktı ve %100 teknoloji transferi veriyor adamlar Mig-35 alarak TF-X için altyapı oluştururuz hemde Bir Süre daha idare ederiz benim düşüncem bu şekilde

Dostum kendinde diyorsun f16 üretiğimizi ama gel görkü o zaten var olan uçak farkındaysan yeni bir uçak yapmaktan bahsediyoruz Amerika  bile yılların deneyimine rağmen f35 i 15 yılda üretti
onlarca şirketle temasla ortaklık kurup yaptı sen ise 10 yıldan kısa bir sürede Türkiye 5. nesil savaş uçağı üretecek diyorsun gerçekçi olalım biraz lütfen tamam üretmesini kesinlikle destekliyoruz
ama dediğim gibi en erken 2030 belkide daha fazla sürer bu arada türk pilotlar hep batı bloğunun uçklarını kulandılar Rus uçakları özelikle de mig 35 gibi bir ihtiyaçları karşılamayacağı gibi
aviyonik sistemler olsun teknik bakım olsun  diğer uçaklarla entegrasyon gibi bir sürü problemleride yanında getirir Türkiye daha kompakt bir uçak arayışında bahsettiğin uçaklar tek düze uçaklardır
sadece üretim amaçlarına hizmet ederler demem o ki Dostum bence sen yanlış düşünüyorsun ama en nihayetinde bekleyip göreceğiz
#3
You are not allowed to view links. Register or Login
Elimizde olmayan bir uçağın bile bahsettiğiniz şekilde aksamlarını değiştirmeye izin vermeleri şuan için çoooook çok uzak bir düşünce bence. Neyse nereye varır izleyip göreceğiz yunanistan bile f35 den ziyade blok70 modernizasyonu yapacak. Belki aynı maliyete bizde mevcut uçakları ileri seviyeye taşıyabiliriz ama bu nereye kadar gider ne kadar dayanır bilemiyorum..


komutanım dünyanın en çok üretilen ikinci uçağı olan F16 gibi muhteşem bir uçağı kullanmak bizim için her zaman gurur kaynağı olmuştur ama nereye kadar modernizasyon
var olan uçağı yenilemek F16 eski bir uçak 1970 yılarından bu yana kadar bir çok modernizasyon süreci zaten geçirdi 5. nesil savaş uçaklarıyla boy ölçüşecek bir modernizasyonu
kaldırabilecek bir alt yapısı yok üstüne düşeni fazlasıyla  yaptı   artık bence bize düşen onu güzel anılarıyla hatırlamak ve ayrıcada yunanistanla   kendimizi kıyaslamamalıyız
#4
Öncelikle yorumlarınız için hepinize teşekkür ederim

Evet Türkiye savunma sanayisinde Millileşme adına son yılarda çok büyük adımlar attı ama hala bir savaş uçağı üretecek durumda değiliz  haklısınız yerli üretimi  desteklenmeli çünkü bize her konuda avantaj sağlıyor biliyorsunuz  gizlilik sorununu daha önce f16 da yaşamıştık bu durumları tekrar yaşamak hiç hoş olmaz açıkçası ama dediğim gibi yerli üretim en erken 2030 bulur
bu zamana kadar bize yeni uçaklar kesinlikle lazım ve F35 bunun için iyi örneklerden bir tanesi sizinde bahsetiğiniz gibi artık5. nesil savaş uçakları otomasyon sistemleri pilot kullanımını nerdeyse tamamen kısıtladı yani gerek üretici firma gerek üreten ve pazarlayan ülke daha sonra uçağı takip etmek istiyor ve buna gelişimi güvenliği ve sürdürülebilirliği için olduğuna dair bir sürü yalan uyduruyorlar ve bu sayade veri aktarımını bir nevi yasallaştırıyorlar o yüzdün bu uçakların çok zafiyeti var ama gelin görün  ki  keşke bunları 20 yıl önce konuşuyor olsaydık da  Amerika o zamanlar F35 yeni dilendiriyor bizde çin gibi rusya gibi kendi yerli projelerimize yönelseydik ama o zaman bizim için değil uçak üretmek F35 projesine  katılmak bile büyük bir başarı gibiydi
lakin bunları konuşmak için artık çok geç   olası tahminlerim F35 i  gizlilik  zafiyetini  bazı iç donanımları değiştirip kullanarak zafiyeti  en aza indirgemek bu ne kadar mümkün doğrusu pek
bilmiyorum umudum her konuda bağımsız Türkiye
#5
farklı bir düşüncesi olan yorumlara yazsın lütfen  :) ;)
#6
F-4 uçak özellikleri 
Türkiye'nin NATO'ya girmesiyle birlikte modernleşme çalışmalarına hız veren Hava Kuvvetleri, 1970'lerin başında envanterinde ön hatta F-104G, F-5A ve F-100C/D/F Super Sabre'lerden oluşan bir hava gücüne sahipti. Ancak özellikle hava-yer ve hava-hava görevlerinde daha çok silah taşıyabilen, geniş harekât çapına sahip yeni bir savaş uçağı ihtiyacı bulunuyordu.
Vietnam Savaşı sırasında dünyaya adını duyuran F-4 Phantom serisi uçaklar için uzun süren görüşmelerin ardından sipariş verilmesine karar verildi. 1973 yılında 'Peace Diamond - Barış Elması' olarak adlandırılan projeyle ilk 40 adetlik F-4E Phantom savaş uçağı siparişine imza atıldı. Anlaşmanın imzasının ardından Kıbrıs olayları giderek tırmanmaya başlıyordu. Kamuoyu tarafından 'Fantom' olarak adlandırılan uçaklar büyük bir merakla beklenmeye başlanmıştı.
1974'te Türk pilotları F-4E eğitimleri için ABD'ye gönderildi. Burada ilk öğretmen pilotlar yetiştirilecek ve Eskişehir'den başlayarak F-100 uçakları yerini F-4E'ye bırakacaktı. Eskişehir ile birlikte Malatya Erhaç da F-4E'lere sahip olacaktı. Milli Bütçe'den satın alınan 40 adet uçağın teslimat arifesinde 20 Temmuz 1974'te Kıbrıs Barış Harekâtı başladı. Bunu ağustosta ikinci harekât izledi.
Harekâtın üzerine ilk iki F-4E uçağı 30 Ağustos 1974'te teslim edildi. İlk olarak 112'nci filo kuruldu. 5 Şubat 1975'e kadar 22 uçağın teslimatı tamamlandı. Ancak Phantom'ların gelişleri, Kıbrıs Barış Harekâtı ardından alınan ambargoya takıldı. Kalan uçaklar ancak 1978'de envantere girebildi. Eskişehir'de 112. Filo'yu Malatya'da 171, daha sonrasında Eskişehir 111. Filo ve 1978'de de 172. Filo izledi.

İKİNCİ 40 ADET F-4E SİPARİŞİ
Türk Hava Kuvvetleri'nin ihtiyaçları doğrultusunda Peace Diamond  2 programı adı altında 1978 yılında 32 adedi F-4E ve 8 adedi RF-4E (Keşif modeli) olmak üzere toplam 40 adetlik ikinci parti fantom siparişi verildi. Ancak ambargonun 1980'de kalkmasının ardından bu uçakların teslimatı başlanabildi. 113 ve ardından ABD yardımı olarak verilen 14 ikinci el F-4E ile birlikte Malatya'da 173 Filo kuruldu. Eskişehir'deki 113. Filo da 8 adet RF-4E ile keşif operasyonlarına başladı.
Türk Hava Kuvvetleri'ne teslim edilen 5000'inci F-4E, 70290 kuyruk numaralı. 2020 modernizasyonundan geçirilen uçak halen görevine devam ediyor.
Milli Bütçe'den satın alınan ilk uçaklar, genellikle 1973-77 yıllarının imalatı, fabrika çıkışlı F-4E/RF-4E'lerdi. Daha sonra 1981'de 15 (bir uçak teslimat sırasında düşerek kırıma uğradı), 1984-85 arasında 15, 1987'de 40 adet imalat yılları daha eski olan uçaklar ABD yardımı ile Türkiye'ye verildi. Genellikle bütçeden alınan F-4E'ler 111 ve 171. Filo'larda hava-yer görevleri için ayrıldı. Bu uçakların radar ve atış sistemleri, ikinci el yardımlarla gelenleri göre daha yeniydi. Kalan uçaklar ise 112. ve 172. ve 173. Filolarda kullanıldı. Konya'da son F-100'lerin emekli edilmesinin ardından 131. Filo da F-4E uçurmaya başladı.

 
FİLO BÜYÜYOR
Türk Hava Kuvvetleri F-4E savaş uçaklarıyla birlikte modern mühimmatlara kavuştu. Hava-yer amaçlı kullanılan TV güdümlü AGM-65A/B Maverick füzeleri, Pave Spike lazer hedefleme podu ve lazer güdümlü 500 ve 2000 librelik GBU-10/12 Paveway I/II ve optik güdümlü 2000 librelik GBU-8 HOBOS bombaları envantere dahil olmasıyla Hava Kuvvetleri ilk kez hava-yer hedeflerine karşı taarruz kabiliyeti kazandı.
KÖRFEZ SAVAŞI ARDINDAN
Birinci Körfez Savaşı 1991'de tamamlandığında Türk Hava Kuvvetleri'nin desteklenmesi için ABD'den Air National Guard yani Hava Muhafızları tarafından kullanılan 40 adet F-4E uçağı yardım kapsamında geldi. Uzun yıllar Vietnam kamuflaj olarak adlandırılan altı beyaz, üzerinde tan ve iki ton yeşil renklere sahip uçaklar (bir miktar da Euro 1 olarak adlandırılan boyamalı F-4E'ler de uçmuştu. Bu uçaklar Avrupa'da görev yaptığı için üzerindeki boyamalar açık-koyu yeşil ve griden oluşmaktaydı) farklı bir boyamaya sahipti. Hava Kuvvetleri'nin envanterine o yıllarda yeni giren  F-16'lar gibi bu uçaklar açık ve koyu gri boyalıydı. Daha sonra envanterdeki tüm uçaklar bu renklere boyanacaktı.Toplam 40 adet uçağın 32'si 1991'de, kalan 8'i de1992'de envantere girdi. Bu uçakların hava-hava radar modları daha iyi olduğu için genellikle 112. ve 172. filolarda hava-hava görevlerinde kullanıldı.

ALMANYA'DAN RF-4E'LER
Almanya'da envanter dışına çıkmaya başlayan ve keşif görevlerinde kullanılan RF-4E uçaklarından 46'sı 1992-94 arasında Türk Hava Kuvvetleri'ne teslim edildi. Bu uçaklar da daha önce gelen Europe 1 kamuflajına sahip olan F-4E'ler ile aynı boyamala sahipti. 46 adetlik teslimatla bazı uçaklar yedek parça amaçlı verilmişti. Uçuş saatleri düşük olan RF-4E'lerle önce Eskişehir'de uzun yıllar 8 uçakla operasyon yapan 113. Filo Türk Hava Kuvvetleri'nin o yıllarda standrat filo uçak sayısı olan 20'ye yükseltildi. İkinci RF-4E keşif filosu da Malatya'da 173. Filo olarak kuruldu. Diyarbakır'daki RF-5A'lardan oluşan 184. Filo kapatıldı. RF-5'ler emekli edildi. 
MODERNİZASYON BAŞLIYOR
1990'lı yıllarda mevcut F-4E uçaklarının gövde ömürlerinin yüksekliği ve teknolojik açıdan yetersizliği sebebiyle modernizasyon kararı alındı. Kuşkusuz bu karar alınırken maliyet konusunu ön plana çıkmıştı. Yapılan hesaplamalar, modernizasyon ile ömür uzatılması sayesinde yeni bir uçak almak yerine 1/4 bütçe ile uzun yıllar envanterde kalabilecek bir uçağa kavuşulacaktı.
Bu kapsamda İsrail Havacılık ve Uzay Sanayii (IAI) firması ile 54 adet uçağın aviyonik modernizasyonu kapsayan ve toplam değeri 632 milyon dolar olan sözleşme 1997 yılında imzalandı. Sözleşme kapsamında 54 adet F-4E Fantom uçağının 26'sı İsrail ve geri kalan 28 adedi de Türk Hava Kuvvetleri'nin Eskişehir'de bulunan 1. Hava İkmal ve Bakım Merkezi'nde modernize edildi.

YENİ AVİYONİK SİSTEMLER İLE DONATILDI
2003 yılı sonunda tamamlanan modernizasyonla birlikte uçaklar, İsrail ELTA firması tarafından üretilen 144 kilometre menzile sahip EL/M-2032 Atış Kontrol Radarı, EL-OP 976 geniş açılı HUD, Uçuş ve muharebe kontrol levyesi HOTAS sistemi, UHF/VHF telekomünikasyon antenleri, Geliştirilmiş INS/GPS ataletsel / uydu seyrüsefer, Çok Fonksiyonlu Gösterge Ekranları, Uçuş Kayıt Sistemi (AVTR), Yeni radar ikaz alıcısı (RWR) ve elektronik harp (ECM) sistemi ile donatıldı. Uçağın gövdesi üzerinde yapısal gövde tadilatları yapılarak fiziki ömürleri ortalama 6 bin uçuş saati dolayında uzatıldı.
 
TERMİNATÖR'ÜN YENİ PENÇESİ POPEYE 1 FÜZESİ
Modernizasyonla birlikte F-4E 2020 Terminatör olarak adlandırılan 54 adet uçağın kazandığı bir diğer kabiliyet ise Popeye 1 füzeleridir. İsrail Rafael firması tarafından 1988 yılında çalışmalarına başlanan daha sonra ABD Hava Kuvvetleri tarafından B-52G uçaklarının konvansiyonel rolünün arttırılmasına yönelik başlatılan program dahilinde geçici olarak satın alındı.
Popeye 1 füzeleri, yer hedeflerinin uzun menzillerden imha edilmesi amacıyla geliştirildi. Füze, burnunda güdüm ve seyrüsefer modülleri, arkasında harp başlığı, orta kısmında roket motoru ve kuyruk bölümünde hidrolik kontrol üniteleri olmak üzere dört ana bölümden oluşuyor. TV tarayıcı başlık, geniş veya dar açılı görüntü izleme kabiliyetine sahip olan füze, kötü hava koşulları ve gece atışları için kızılötesi IR tarayıcı başlık ile tarama modu değiştirilebiliyor. Popeye 1 füzesinin burnundaki güdüm ve seyrüsefer bölümünün ardındaki harp başlığı bölümünde, 364 kg ağırlığa sahip parça tesirli veya gecikmeli, zırh/beton sığınak delme kabiliyetli iki ayrı tip mühimmat kullanabiliyor.
F-4E 2020 uçakları, 3000 librelik (1361 kg) ağırlığa sahip Popeye 1 füzelerinden iki adet taşıyabiliyor. Ancak, operasyonel olarak uçaklar 1 adet Popeye-1 ve 1 Datalink Podu ile uçuş yapıyor.
Hava Kuvvetleri tarafından 40 yıldır etkin olarak kullanılan F-4E 2020 Terminatörler son yıllarda Tübitak-SAGE mühendislerince geliştirilen SOM ve HGK gibi mühimmatların test edilmesi amacı içinde kullanılıyor.
SON DURUM
Klasik F-4E'lerin gövde ömürlerini tamamlamasının ardından 1. Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanlığı tarafından ŞİMŞEK adı verilen bir modernizasyon programı uygulandı.  ŞİMŞEK Projesi ile F-4E/2020 modernizasyon kapsamı dışında kalan F-4E uçaklarından 16 adedinin 2014-2016 yıllarına kadar emniyetle uçurulmasını sağlamak için yapısal olarak kullanım ömürlerini, seyrüsefer sistemlerinin hassasiyetini artırmak ve haberleşme sistemlerini geliştirildi. 1'inci HİBM K.lığı tarafından gerçekleştirilen yapısal yenileme ile birlikte uçaklara CTVS (Cockpit Television Video System), AVTR (Airborne Video Tape Recorder) üniteleri entegre edilmekte ve IFF Mod-4 kabiliyeti, yeni nesil ASELSAN tarafından geliştirilen seyrüsefer ve telsizler takıldı. Kablolar yenilendi.İlk uçak Mart 2010'da 112. Filo'ya verildi.
Bu modernizasyonun ardından 172. Filo kapandı. 111, 171 ve 132. Filolar modernize edilmiş F-4E 2020 ile uçarken 112. Filo ŞİMŞEK modernizasyonundan geçirilmiş uçakları kullanmaya başladı. 113 ve 173. Filolardaki RF-4E'lerin bir bölümü de emekli edildi. Uçuş saatleri düşük 18'i seçilde ve 1. HİBM tarafından modernize edildi. Bu modernizasyonda uçaklara LN-100GT INS/GPS hassas seyrüsefer sistemi, CDU-900Z uçuş yönetim sistemi, MFX-484 UHF/VHF güvenli iletişim sistemi, ARC-190 HF güvenli iletişim sistemi AN/ALQ-178(V)3 RWR (Radar Warning Receiver; radar ikaz alıcısı) sistemi takıldı.
2012-13 yılları arasında biri Suriye tarafından vurulan, biri Konya ve diğeri de Sivas yakınlarında düşen RF-4E'lerin ardından uçakların yeni sipariş verilen ve F-16'lar tarafından kullanılacak keşif podlarının teslimatı ile birlikte envanterden çıkartılması gündeme geldi. Geçtiğimiz aylarda da 113. Filo kapatıldı. Uçaklar 173. Filo'ya verildi.
NE ZAMAN EMEKLİ OLACAK
RF-4E'ler yerini F-16'lara önümüzdeki yıldan itibaren bırakmaya başlayacak. Konya'da kullanılan 132. Filo'daki Phantomlar ise artık görevlerin Eskişehir'e bırakmış durumda. 111 ve 171. Filolarda kullanılan F-4E 2020'ler ise adından da anlaşılabileceği gibi 2020'lere kadar envanterde tutulacak. Bu uçaklar önce 172. Filo'dan başlayarak yerini 2017'den itibaren teslim edilmeye başlayacak F-35A'lara bırakacak.

 
Teknik Özellikler:
Mürettebat: 2
Uzunluğu: 19.2 m
Boş Ağırlığı: 13.760 kg
Azami Kalkış Ağırlığı: 28.030 kg
Seyir Hızı: 940 km