Ana Menü

Hikayesi Olan Türküler

Başlatan 114-Keser, Aralık 18, 2020, 08:23:55 ÖS

« önceki - sonraki »

114-Keser

Herkese merhaba, daha öncesinde Atatürk'ten Hatıratları paylaşacağım bir seri başlatmıştım. Şimdi de Türk halk müziği ile aktif olarak ilgilenen ve bağlama çalan biri olarak çeşitli kaynaklardan bulduğum türkü hikayelerini bu konunun altında sizlerle buluşturacağım.

İlk olarak benim de çok sevdiğim bir türkü olan "Eklemedir Koca Kavak (Konak)" türküsünün hikayesi ile başlayalım.


"Eklemedir koca konak ekleme
Nazlı da yârim yine yine geldi aklıma
Nasıl edeyim başımdaki sevdaya
Aman aman dostlar yoldan geldim yorgunum
Orta da boylu bir güzele vurgunum

Bizim bağın menekşesi al olur
İnsan da sevdiğine de yanar kül olur
Sevdiğini alamayan del'olur
Aman aman dostlar yoldan geldim yorgunum
Orta da boylu bir güzele vurgunum"

dizelerine sahip yanık türkümüzün hikayesi ile şöyle:


Gönüllerimize dokunan bu türküyü Ahmet YAMACI, Kemal KAZDAĞI'ndan derleyip notaya almış. "Eklemedir Koca Kavak" diye de söylenen/bilinen türkünün güzel oluşu, farklı yörelerin türküye sahip çıkmasına neden olmuş. Fakat repertuarda Aydın yöresine ait olduğu bilinmektedir. Rivayet olunur ki; 19. Yüzyılda, günümüzde Denizli'nin ilçesi olan Buldan'a bir bey göç eder. Buraya, görenlerin hayran kaldığı bir konak yaptırır. Konağın namı Aydın Paşasına  (bu şekilde geçiyor, öyle bir makam duymadık daha evvel) kadar ulaşır. Adamlarını bölgeye gönderir; konağı incelemelerini ve işittiği gibi gösterişliyse konağı yakmalarını emreder. Paşanın adamları emir üzerine giderler ve konağı yakarlar. Konağından vazgeçmeyen beyimizse daha sonra eklemeler yaparak konağını kurtarmaya çalışır. Bölge halkıysa bu durumu türkülere dökerler.


Ayrıca bu türküyü Soner Olgun'dan dinlemenizi tavsiye ederim.



Kaynak:
https://www.deruhtedergi.com/eklemedir-koca-konak/


Guests are not allowed to view images in posts, please You are not allowed to view links. Register or Login or You are not allowed to view links. Register or Login
Guests are not allowed to view images in posts, please You are not allowed to view links. Register or Login or You are not allowed to view links. Register or Login


Cihan tahtı o satvetli bayrağınla muzaffersin
Ey Türk genci zafer senin

114-Keser

Zahidem Türküsünün Hikayesi...

Türk halk müziğinde en çok bilinen uzun havalardan biri de Zahidem (Zahide) türküsüdür. Bu güzel eserin sahibi bilinenin aksine Neşet Ertaş değildir. Türkünün sahibi olmasa da türkünün okuyucusu Neşet Ertaş olduğu için çoğu kişi bu türküyü Neşet Ertaş'ın sanır.

Arap Mustafa, küçük yaşında Zahide'nin babası Yukarı Hacı Ahmetli Köyünden Hacı Mehmet Ağa'ya ırgat olur. Arap Mustafa Zahide'nin babasının yanında 22 yaşına kadar çalışır. Zahide, 1911 yılında Kırşehir'e Bağlı Çiçekdağı ilçesinin Yukarı Hacı Ahmetli Köyü'nde doğar. Zahide gençlik çağında endamı ve güzelliği ile dikkatleri üzerine çekmeye başlar. Zahidem türküsünü ortaya çıkaran, Zahide'nin güzelliğidir. Zahide'nin bu güzelliği karşısında Mehmet Ağa'nın kapısında büyüyen Arap Mustafa Zahide'ye aşık olur. Ama fakir ve kimsesiz olduğundan bu sırrını bir türlü açığa vuramaz. Arap Mustafa, çareyi gurbet ellere İzmir'e gidip çalışmakta bulur. Kazandığı para ile çok sevdiği Zahide'sine kavuşmanın hayallerini kurar. Gece gündüz hiç yorulmadan, hiç durmadan çalışır. Aç kalır, susuz kalır, her türlü zorluğa dayanır. Tek hayali vardır, o da Zahide'sine kavuşmaktır. Arap oğlu Mustafa'nın İzmir'e gitmesinden az bir zaman sonra güzelim Zahide'yi Yukarı Hacı Ahmetli Köyünden Molla Hasan isminde zengin biriyle evlendirirler. Zahide ise Arap Mustafa'ya aşıktır. Bu aşktan ne Arap Mustafa'nın ne de çevresindekilerin haberi vardır. Zahide'nin eşi Malla Hasan' dan iki kız çocuğu olur. Arap Mustafa ise uzun bir müddet İzmir'de çalışır, bu arada gelip giden yöre halkından hep Zahide'yi sorar. Zahide'nin gelin olduğunu duyar ve bütün dünyası yıkılır. Zahide'ye olan aşkı yüzünden uzun müddet evlenmez. Bu arada da Zahide için beyitler söyler. Zahide ise sararıp solmakta, her geçen gün erimektedir. Yüzünün güzelliği ise ümitsiz aşkıyla solmuştur. Zahide, yakalandığı ince hastalıktan veremden dolayı 1965 yılında hayatını kaybeder, bu ölüme dayanamayan Arap Mustafa, Zahide'ye türküler söyleyerek 1966 yılında hayatını kaybeder.

Köylüleri, sağlıklarında kavuşamayan bu iki aşığı yan yana koyarak son görevlerini yerine getirirler. İki aşığın mezarları Yukarı Hacı Ahmetli köyünün camisinin avlusunda bulunmaktadır. Zahidem türküsü Kırşehir'li ozanımız Neşet Ertaş tarafından seslendirilerek yurdumuza duyurulmuştur.

Bu güzel eserin Aşık Arap Mustafa tarafından yazılan sözleri:

Zahide'm gurbanım sallama beşik
Beni genç yaşımda eyledin aşık
Kadir Mevla'm senden bir yar isterim
Ağ buğday benizli zülfü dolaşık

İzmir dağlarında esirim esir
Affeyle Zahidem hep bende kusur
Eğer baban seni bana verirse
Nemize yetmiyor el kadar hasır

Gurban olurum Alişan'a Hacı'ya
Nazlı yarım düşemedim kocaya
Çıksam Büyüköz'e seyran eylesem
Çeşmenin başına gelen sucuya

Ayınan doğarda gülene aşar
Zahidemi görenin tebdili şaşar
İyinin kaderi kötüye düşer
Diken arasında kalmış gül gibi

Zahidem gurbanım dar günüm dardan
El eder Zahidem iğdeli bağdan
Kahkülüne sürmüş kokulu yağdan
Derdim beni del'ediyor Zahidem

Kurban olurum Alişan'a Duran'a
Müjdeler veririm Zahidemi bulana
Zahidemde benziyor çölde ceylana
Ceylan avcın ben olam Zahidem

Yine doğdu ülker ile terazi
Zahidem de has bahçenin kirazı
Kaderim övünsün bacaksız oğlan
Şu yalan dünyada adım murazı

Hazeli'de deli gönlüm hazeli
Çiçekdağı döktü m'ola gazeli
Dolaştım alemi gurbet gezeli
Bulamadım Zahidem'den güzeli

Kömür gözlüm al eline kalemi
Ben söyleyim yaz başıma geleni
Fukara deyip de gelmedin bana
Hani göster açlığından ölen

Zahidem gurbanım n'olacak halim
Gene bir söz duydum kırıldı belim
Gelenden gidenden haber sorarım
Zahidem bu hafta oluyor gelin

Ziyaretten çıktım Çender'in özü
Kum gibi kaynıyor Zahidem gözü
Aslını sorarsan esalet yerden
Hacı Bürolardan Mehmet'in kızı

Anamdan doğalı çok çektim cefa
Şu yalan dünyada sürmedim sefa
Eğer ahbaplardan soran olursa
Orta Hacı Ahmetli'den Garip Mustafa

Aslımı sorarsan Çiçekdağlıyım
Felek vurdu kollarımdan bağlıyım
Eğer beni sorup bilen olmazsa
Orta Hacı Ahmetli den Arapoğlu'yum

(23-24 Nisan 1972 tarihinde Yukarı Hacı Ahmetli Köyü öğretmeni Mustafa Uçar ve köy ahalisinden araştırılarak derlenmiştir.)

Neşet Ertaş'ın Zahidem (1999) albümündeki çalımı:
You are not allowed to view links. Register or Login



https://www.izdiham.com/zahidem-turkusunun-hikayesi/
Guests are not allowed to view images in posts, please You are not allowed to view links. Register or Login or You are not allowed to view links. Register or Login


Cihan tahtı o satvetli bayrağınla muzaffersin
Ey Türk genci zafer senin

114-Keser

"İki Keklik" türküsünün hikayesi:
 
   Ege yöresine ait sevilen bir türkü olan İki Keklik türküsü, Balıkesirli Mehmet Şevket Efendinin karısı Şöhret Hanım tarafından yazılmıştır.
Şöhret Hanım Balıkesir'in Edremit ilçesine bağlı Güre köyündendir. Şöhret hanım kocasından dolayı oldukça zengindir. Zeytin toplamaya bile oldukça lüks cam topuklu ayakkabılar ve gösterişli kıyafetler giyerek gider. Zekeriya isimli oğulları ise Enver Paşa komutasında vatani görevini yapmak için Sarıkamış'a yol alır. Zorlu hava şartlarında kar üzerinde yürümek vatani görevini yapanlar için oldukça zordur. Öyle ki askerler kendi yollarını kar üzerinde yürümek için kendileri açardı. Zekeriya bir gün yine karda yol açarak yürürken kar kuyusuna düşüp şehit olur. Annesi Şöhret Hanım ise bu kötü haberi kekliklerin sesleri arasında alır. Keklik sesleri arasında bu acıklı türküyü ağıt gibi yazmak ise Şöhret hanıma düşer.

Guests are not allowed to view images in posts, please You are not allowed to view links. Register or Login or You are not allowed to view links. Register or Login



İki keklik bir kayada ötüyor
Ötme de keklik derdim bana yetiyor
(Aman aman yetiyor)
Annesine kara da haber gidiyor

Yazması oyalı kundurası boyalı
(Yar benim aman aman yar benim)
Uzun da geceler yar boynuma sar benim
(Aman aman sar benim)

İki keklik bir dereden su içer
Dertli de keklik dertsizlere dert açar
(Aman aman dert açar)
Buna kara sevda derler tez geçer

Yazması oyalı kundurası boyalı
(Yar benim aman aman yar benim)
Uzun da geceler yar boynuma sar benim
(Aman aman sar benim)

İki keklik bir kayada yaslanır
Teke de bıçak gümüş kında paslanır
Bir gün olur deli de gönül uslanır
(Uslanır aman aman uslanır)

Yazması oyalı kundurası boyalı
Uzun da geceler yar boynuma sar benim
(Aman aman sar benim)

https://www.turkusu.com/iki-keklik-turkusunun-hikayesi/

Guests are not allowed to view images in posts, please You are not allowed to view links. Register or Login or You are not allowed to view links. Register or Login


Cihan tahtı o satvetli bayrağınla muzaffersin
Ey Türk genci zafer senin

ŞarkAkıncısı

+1 hocam. Vaktiniz olursa hocam Drama köprüsünüde paylaşabilirmisiniz.
You are not allowed to view links. Register or Login or You are not allowed to view links. Register or Login

114-Keser

You are not allowed to view links. Register or Login
+1 hocam. Vaktiniz olursa hocam Drama köprüsünüde paylaşabilirmisiniz.
Tabi hocam memnuniyetle.
Guests are not allowed to view images in posts, please You are not allowed to view links. Register or Login or You are not allowed to view links. Register or Login


Cihan tahtı o satvetli bayrağınla muzaffersin
Ey Türk genci zafer senin

ŞarkAkıncısı

You are not allowed to view links. Register or Login or You are not allowed to view links. Register or Login