Ana Menü

Atatürk'ten Hatıratlar

Başlatan 114-Keser, Ekim 27, 2020, 01:15:44 ÖS

« önceki - sonraki »

114-Keser

Atatürk'ün yakın çevresindekilerin anı defterlerinde ya da kitaplarında yazdığı Atatürk'le ilgili anılardan buldukça burada paylaşacağım.


"Atatürk bir gün yaveriyle köşkün bahçesini gezmektedir. Bahçedeki yollardan birinin üzerinde çok yaşlı ve büyük bir ağaç bulunmaktadır. Ağacın yanında dik bir sırt, diğer yanında da suyu çekilen bir havuz olduğundan yolu büyük ölçüde kapatır, yürüyüşü zorlaştırmaktadır. Bahçe mimarı Mevlüt Baysal bunu görünce, "Buyurursanız, derhal keselim paşam." der. Atatürk bunun üzerine mimara öfkeyle bakıp "Yahu, sen hayatında böyle ağaç yetiştirdin mi ki keseceksin ?" der.

(Niyazi Ahmet Banoğlu, Nükte ve Fıkralarla Atatürk)
Guests are not allowed to view images in posts, please You are not allowed to view links. Register or Login or You are not allowed to view links. Register or Login


Cihan tahtı o satvetli bayrağınla muzaffersin
Ey Türk genci zafer senin

ŞarkAkıncısı

Keser Hocam benimde aklımda vardı bir şeyler ama siz öncü oldunuz. İlerleyen günlerde bende farklı bir kişi hakkında yapmayı düşünüyorum. Teşeekkürler. +1
You are not allowed to view links. Register or Login or You are not allowed to view links. Register or Login

114-Keser

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 97. yıl dönümüne yaklaştığımız şu günlerde bir anıyı daha paylaşmak istiyorum.

Atatürk, 30 Eylül 1924 günü Erzurum'a 2. kere ayak basacaktı. Daha önce 3 Temmuz 1919'da Erzurum'a gelmiş, 52 gün kalmış; meclisin kurulmasına giden yolda kongrelerin ilkini buraya toplamak için çalışmıştı.
Atlılardan ve yayalardan oluşan büyük bir kalabalık tarafından karşılandı. Erzurum Belediye Başkanı, Mustafa Kemal'i o gün hizmete girecek önemli bir caddenin açılış törenine davet etti.
Açılış için süslenen caddenin başına geldiklerinde, Belediye başkanı: "İzninizle caddeye sizin adınızı vermek istiyoruz" dedi. Atatürk bir an duraksadı, sonra: "Ben faniyim ama Cumhuriyetimiz ebediyen yaşayacaktır. Caddeye Cumhuriyet adının verilmesi daha uygundur." dedi. Ardından da Cumhuriyet Caddesi'nin açılışını yaptı.

(Mehmet Önder, Atatürk Bildirileri, Kültür Bakanlığı Yayınları, 2002)
Guests are not allowed to view images in posts, please You are not allowed to view links. Register or Login or You are not allowed to view links. Register or Login


Cihan tahtı o satvetli bayrağınla muzaffersin
Ey Türk genci zafer senin

PLUS

konusuz konuların yeri değil Türk Tarih kısmına taşıyorum.
Guests are not allowed to view images in posts, please You are not allowed to view links. Register or Login or You are not allowed to view links. Register or Login

114-Keser

You are not allowed to view links. Register or Login
konusuz konuların yeri değil Türk Tarih kısmına taşıyorum.
Kusura bakma kaptan dikkatsizliğime gelmiş.
Guests are not allowed to view images in posts, please You are not allowed to view links. Register or Login or You are not allowed to view links. Register or Login


Cihan tahtı o satvetli bayrağınla muzaffersin
Ey Türk genci zafer senin

114-Keser

Tarihler 1935 yılının Ekim ayını gösterdiğinde gazeteciler, milletvekilleri, halk Cumhuriyetin 12. kuruluş yıl dönümü kutlamalarına hazırlanmaktadır. Bunun için binlerce slogan önerisi atılır oraya. En sonunda öneriler toplu bir şekilde Gazi'nin önüne sunulur. Atatürk tek tek okumaya başlar.

"Atatürk bizim en büyüğümüzdür !"
Üstünü çizer.

"Atatürk milletin en yükseğidir !"
Üstünü çizer.

"En büyük Türk, Atatürk !"
Üstünü çizer.

"Türk milleti asırlardan beri bağrından bir Mustafa Kemal çıkardı !"
Üstünü çizer. Çizer... Çizer...

Önüne getirilen tüm slogan önerilerinin üstünü çizen Atatürk, son olarak şu cümleyi yazar:

"Atatürk, bizden biridir !"

(Falih Rıfkı Atay, Babanız Atatürk)
Guests are not allowed to view images in posts, please You are not allowed to view links. Register or Login or You are not allowed to view links. Register or Login


Cihan tahtı o satvetli bayrağınla muzaffersin
Ey Türk genci zafer senin

PLUS

Atatürk'ün filistin hatıralarını da yayınlayabilir misin ?
Guests are not allowed to view images in posts, please You are not allowed to view links. Register or Login or You are not allowed to view links. Register or Login

VΞGΛ

Bu konuda yürüyelim arkadaşlar. Moralim düzeldi...
You are not allowed to view links. Register or Login or You are not allowed to view links. Register or Login

TOPGUN, NAS Miramar

114-Keser

You are not allowed to view links. Register or Login
Atatürk'ün filistin hatıralarını da yayınlayabilir misin ?
Biraz araştırma yapayım sonrasında güzel bir yazı hazırlarım kaptan.
Guests are not allowed to view images in posts, please You are not allowed to view links. Register or Login or You are not allowed to view links. Register or Login


Cihan tahtı o satvetli bayrağınla muzaffersin
Ey Türk genci zafer senin

114-Keser

Atatürk'ün Sofraları

Sofrasında çağının her çeşit insanına yer veriyordu. Hepsi ayrı düzeydeki bu insanlarla tartışırken sanki yurdun sesini duyardı.

Güvendiklerinin ve sevdiklerinin eleştirilerine sabırla katlanmasını bilirdi. Şakayı çok severdi. Kendisi de ara sıra şakalar yapardı. Eski arkadaşlarından Nuri Conker, Salih Bozok sık sık şaka yaparlar ve sofrayı şenlendirirlerdi. Sinirli zamanlarında bunların bir nüktesi ya da hikâyesi Atatürk'ün bir anda öfkesini dağıtmağa yeterdi.

Ama Atatürk her zaman neşeliydi. Sinirlendiği zamanlar çok azdır. O zaman da arka arkaya sigara ve kahve içerdi. En güç anlarda bile soğukkanlılığını, neşesini korumasını bilir ya da öyle görünürdü.

Çok konukseverdi, sofradakilerin ayrı ayrı gönüllerini alıp hatırlarını sormadan yapamazdı. Açık konuşanları sever ve yanında her şeyin konuşulmasını isterdi. Bu yüzden sık sık ileri geri konuşanlara da rastlanırdı.

Atatürk'ün sofrasından kimler geçmemiştir ki... Mahalle arkadaşları, silâh arkadaşları, devrim arkadaşları, politikacılar, edipler, şairler, müzisiyenler, bilim adamları, iş adamları, yabancı devlet başkanları, krallar... İşten ve yurt gezilerinden artan bütün ömrü sofrada geçmiştir denilebilir.

Fakat burası hiç bir zaman bir içki ve cümbüş bayağılığına inmemiş, bir sohbet ve tartışma meclisi olarak kalmıştır. Eğlencenin yanı sıra en çetin devlet işlerinin karara bağlandığı bir meclis... Politikanın, aktüalitenin de ziyafet sofrası!

Resmî görüşmelerinde son derece titiz ve törenci olan Atatürk'ün özel hayatındaki samimiyeti, dünyada pek az devlet adamına nasip olmuştur denilebilir. Danışmaya bazen o kadar büyük değer verirdi ki, aklından geçen meseleler hakkında çok zaman hiç olmadık insanların fikrini bile aldığı görülürdü. Sonunda yine kendi fikrini uygulayacağını bildiği halde hiç kimsenin hor görülmesine katlanamazdı.
(...)
Her gece içtiği halde Atatürk'ün bir kere bile içki yüzünden kendinden geçtiğini, taşkınlıklar yaptığını görmedim, duymadım. Aksini iddia edenler varsa, bunların yaptıkları düpedüz dedikodudan başka bir şey değildir. Ölümünden sonra çekememezlik ve kıskançlıklarından Atatürk'ün sofrasını sarhoşluk, ayyaşlık ve zevke düşkünlükle kötülemek istiyenler oldu ama, bu çabalar ne kadar boşunadır. Onun yaşantısı bütün kusurlarıyla meydandaydı. Gizlenecek bir yönü yoktu ki... Halkın sofrası idi.

(Cemal Granda - Atatürkün Uşağı)

Guests are not allowed to view images in posts, please You are not allowed to view links. Register or Login or You are not allowed to view links. Register or Login
Guests are not allowed to view images in posts, please You are not allowed to view links. Register or Login or You are not allowed to view links. Register or Login


Cihan tahtı o satvetli bayrağınla muzaffersin
Ey Türk genci zafer senin

114-Keser

1937 yılında çiftliklerini hazineye devreden Atatürk, durumunun kötüye gitmesiyle diğer mal varlıklarıyla ilgili vasiyetnamesini şöyle yazmış:

"Malik olduğum bütün nukut (para) ve hisse senetleri ile Çankaya'daki menkul ve gayrimenkul emvalimi (mallarımı), Halk Partisi'ne atideki (aşağıdaki) şartlarla terk ve vasiyet ediyorum.

1. Nukut (paralar) ve hisse senetleri şimdiki gibi İş Bankası tarafından nemalandırılacaktır (işletilecektir).

2. Her senedeki nemadan (gelirden) bana nispetleri şerefi mahfuz kaldıkça yaşadıkları müddetçe, Makbule'ye ayda 1000, Afet'e 800, Sabiha Gökçen'e 600, Ülkü'ye 200 lira ve Rukiye ile Nebile'ye yüzer lira verilecektir;

3. Sabiha Gökçen'e bir ev alınabilecek para verilecektir

4. Makbule'nin yaşadığı müddetçe Çankaya'da oturduğu ev emrinde olacaktır

5. İsmet İnönü'nün çocuklarına yüksek tahsillerini tamamlaması için muhtaç olacakları yardım yapılacaktır

6. Her sene nemadan mütebaki (geriye kalan) miktar yarı yarıya Türk Tarih ve Dil Kurumlarına tahsis edilecektir."

Bu vasiyetnameyi yazdıktan sonra İstanbul 6. Noteri İsmail Kunter'i çağırıp gerekli kanuni muamelenin yapılmasını istemiştir.

(Hasan Rıza Soyak, Atatürk'ten Hatıralar)
Guests are not allowed to view images in posts, please You are not allowed to view links. Register or Login or You are not allowed to view links. Register or Login


Cihan tahtı o satvetli bayrağınla muzaffersin
Ey Türk genci zafer senin

114-Keser

Madalyaların alınmak istenmesi üzerine Mustafa Kemal'in söyledikleri...

"Bunu Benden Kimse Alamaz!"

Sivas Kongresi için Tokat'tan Sivas'a gidiliyordu. Otomobiller Sivas'a doğru bomboş mesafeler arasında hızlandıktan sonra bir ara düşünceli sessizliğinden ayrıldı; gülümseyerek ve şaşarak dedi ki: - İstanbul'dakiler, rütbelerimi, nişanlarımı geri alacaklarmış! Hakları yok ya. Çünkü ben onların her birini bir harp meydanında, bir hizmet mukabili kazanmıştım. Salonlarda, saraylarda değil! Haydi kordonumu alsınlar, o sarayındı. Fakat her ne ise... Zaten ben, o kimselere tekaddüm edip istifamı verdim. Varsın alsınlar!.. "Ancak bunu vermem! Diyerek göğsündeki bu altın imtiyaz madalyasını okşar gibi gösterdi. Bunu benden kimse alamaz! Bunu, Anafartalar'da harp meydanında, ateşin karşısında benim göğsüme taktılar." Dedi ve sustu.

Gene bugünlerde sarı saçları o dağlardan esen rüzgârlarda savrularak dedi ki: - Yahu! Memleketi ben mi batırdım? Yabancıyı Anadolu'ya ben mi soktum? Ben mi nizamı bozdum? Ben kalanı korumak, dağları kurtarmak ve nizamı kurmak için çalışıyorum. Bana müteşekkir olmaları lâzım gelirken, müstevli düşmanlarımızın menfaatine (yararına) uyarak nankörlük ediyorlar. Yanlış yoldadırlar.

(Ruşen Eşref Ünaydın)

Guests are not allowed to view images in posts, please You are not allowed to view links. Register or Login or You are not allowed to view links. Register or Login
Guests are not allowed to view images in posts, please You are not allowed to view links. Register or Login or You are not allowed to view links. Register or Login


Cihan tahtı o satvetli bayrağınla muzaffersin
Ey Türk genci zafer senin

VΞGΛ

You are not allowed to view links. Register or Login or You are not allowed to view links. Register or Login

TOPGUN, NAS Miramar

114-Keser

Picardie Manevraları ve Atatürk'ün Uçak Anısı

Yıl 1910.
Fransa'nın Picardie bölgesinde uluslararası düzeyde askeri manevralar yapılacaktı.
Osmanlı Genelkurmayı bu manevralara Ali Rıza Paşa komutasında bir ekiple katıldı. Ekipte binbaşı Mustafa Kemal de vardı.
Manevralar sürecinde henüz deneme uçuşları yapmakta olan çeşitli askeri uçaklarla gösteriler de sergilenecekti.
Bu gösterilere hazırlık yapılırken uçaklara konuk subayların da binebileceği açıklandı.
Mustafa Kemal, bunu duyunca uçağa binmek ister.
Komutanı Ali Rıza Paşa, "Bilmediğin aş ya karın ağrıtır ya baş." diyerek onu durdurur. Uçmak için heyecanlanan Mustafa Kemal komutanının emrine uyar ve yerine oturur. Uçağa onun yerine bir başka subay biner. Birden nasıl olduğu anlaşılamaz ve uçak bir anda yere çakılır.
Ali Rıza Paşa, Mustafa Kemal'i ölümün elinden çekip almıştı sanki.

(General Celal Erikan, Komutan Atatürk)
Guests are not allowed to view images in posts, please You are not allowed to view links. Register or Login or You are not allowed to view links. Register or Login


Cihan tahtı o satvetli bayrağınla muzaffersin
Ey Türk genci zafer senin

114-Keser

Mısırlı Bir Liderin Atatürk'ten Yardım İstemesi:

Bir gün Mısır'ın bağımsızlık davası için çalışan liderlerden biri, Mustafa Kemal'i görmeye gelmişti. Kendisine: "Bizim hareketin de başına geçmek istemez misiniz ?" diye sordu.

Olabilecek şey değildi ama insan yoklamalarını pek seven Mustafa Kemal: "Yarım milyonunuz bu uğurda ölür mü ?" diye sordu.

Adam öylece yüzüne bakakaldı: "Fakat paşa hazretleri yarım milyonun ölmesine ne lüzum var ? Başımızda siz olacaksınız ya..." dedi.

"Benimle olmaz beyefendi hazretleri, yalnız benimle olmaz. Ne zaman halkınızın yarım milyonu ölmeye karar verirse o vakit gelip beni ararsınız."

(Falih Rıfkı Atay)
Guests are not allowed to view images in posts, please You are not allowed to view links. Register or Login or You are not allowed to view links. Register or Login


Cihan tahtı o satvetli bayrağınla muzaffersin
Ey Türk genci zafer senin